Dünya Sağlık Örgütü Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı, dünya çapında her beş erkekten birinin ve altı kadından birinin yaşamları boyunca kansere yakalanacağını ve sekiz erkekten birinin ve on bir kadından birinin hayatını kaybedeceğini tahmin ediyor.

Bu, 2020'de tahminen 19.3 milyon yeni kanser vakasının görülmesi ve 10 milyon insanın kanserden ölmesi anlamına geliyor.

2040 yılına kadar dünya çapında yeni kanser vakalarının sayısının 30 milyona çıkması bekleniyor.

Tüm kanserler birlikte ele alındığında kanserlerin en az üçte biri önlenebileceği, kanserden korunma, erken tanı ve tedavi için uygun stratejiler yoluyla her yıl 3,7 milyon kadar hayat kurtarılabileceği öngörülüyor.

Pandemi nedeniyle kanser ölümlerinde artış bekleniyor

Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği,  ‘4 Şubat Dünya Kanser Günü’ dolayısıyla Ankara’da bir alışveriş merkezinde kansere ilişkin verilerin ve alınabilecek önlemlerin masaya yatırıldığı basın toplantısı düzenledi.

Dernek Başkanı  Prof. Dr. Tezer Kutluk, konuya ilişkin açıklamasında Türkiye’de kanser tarama oranlarına değindi.

Taramalarda yüzde 80’li oranların yeterli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kutluk, Türkiye’nin serviks kanserinde bu oranı tutturduğunu ancak kolon ve meme kanserinde yakalayamadığını ifade etti.

Kolon kanserinin Türkiye’de her ikisi cinste de üçüncü sırada, meme kanserinin ise kadınlarda birinci sırada olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kutluk, “Pandemi sonrasında taramaların aksaması ve tedaviye geç giden, tanısı geç kalan hastalar nedeniyle yüzde 5 ile 10 oranında değişik kanser türlerinde ölümlerin artacağını biliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Araştırma: Hafif Egzersizler Meme Kanseri Riskini Azaltıyor Araştırma: Hafif Egzersizler Meme Kanseri Riskini Azaltıyor

Bu kanser türünün tümüyle korunulabilir ve önlenebilir bir kanser türü olduğunu aktaran Prof. Dr. Kutluk, serviks kanserine ilişkin şu verileri paylaştı:

“Serviks kanserinde tarama programları daha iyi bir noktaya getirilmekle beraber servis kanseri aşılamasında gerekli adımları atılmamıştır. Türkiye'nin bu adımı atmasının zamanı gelmişti. Dünyada her yıl 600 bin civarında kadın serviks kanserinden muzdarip, bu hastaların 300 bini hayatını kaybediyor. Türkiye'de bu rakam 2 bin 500, her yıl yarısı hastalık nedeniyle hayatını kaybediyor”

Türkiye moleküler tanı yöntemlerinde geride kaldı

Moleküler tanı yöntemlerine değinen ve Türkiye’nin bu anlamda geri kaldığını ifade eden Prof. Dr. Kutluk, moleküler tanı yöntemlerinin önemine vurgu yaparak belli disiplinlerin tekeli altında olmaksızın bu konuda devletin daha fazla yatırım yapması gerektiğine işaret etti.

Kanser araştırmalarında Türkiye'de yapılan araştırma sayısı arttığını işaret eden Prof. Dr. Kutluk, “Ama 85 milyonluk Türkiye çok daha fazla kanser araştırması yapacak kapasitededir. Bu nedenle bugün yasalar çalışmakla beraber onun daha akıcı hale getirilmesi, daha kolaylaştırılması için devlete çağrıda bulunuyoruz. Türkiye'deki kanser araştırmaları daha iyi bir noktaya gelebilir.” sözlerini kullandı.

"Tüm paydaşlar el ele vermeliyiz"

Başkan Prof. Dr. Kutluk derneğin kanser çalışmalarına ilişkin şu mesajı kaydetti:

“Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Türkiye’nin en eski sivil toplum örgütlerinden birisi olarak bugüne kadar ülkemizde birçok ilke imza atmış ve kanser bakımının daha ileriye gitmesine önemli katkılar sağlamıştır.

4 Şubat Dünya Kanser Günü’nü ülkemize getiren örgüt olarak kanser konusundaki çalışmalarımıza devam ediyoruz. Ülkemizde kanser tedavisine erişimde ciddi iyileşmeler olmakla birlikte, büyük bir ülke olmasının getirdiği zorlukların yanı sıra, COVID-19 pandemisinin etkisiyle de kanser taramaları aksamış, tanıda gecikmeler yaşanmıştır. Bu açıdan, kanser bakımında daha ileriye gidebilmek, bakım açığını kapatmak için tüm paydaşlar el ele vermelidir.” mesajı verdi.

Son 10 yılda klinik çalışmalar büyük artış gösterdi

Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Önceki Genel Başkanı Prof. Dr. Şuayib Yalçın ise her yıl 200 binden fazla kanserin görüldüğü Türkiye’de kanser konusunda farkındalığın artırılmasının önemine vurgu yaptı.

Son yıllarda kanser konusunda oldukça mesafe kat edildiğini ifade eden Prof. Dr. Yalçın, klinik araştırmalar yönünden başarıların arttığını ancak daha çok çabalanması gerektiğini şu sözlerle ifade etti:

"Kolon kanserinde sağ kalım bundan 20 yıl önce 12 ayken şimdi  3-4 yılı aştı. Birçok hasta ileri evrelerde kurtarılabilir hale geldi. Son 10 yılda yeni ilaçlar, spesifik alt gruplarda müthiş bir başarı sağladı. Her geçen yıl daha iyi gidiyoruz. Geçen 10 yıla göre özellikle yeni ilaçlarla yapılan klinik araştırmalar çok arttı. Birçok bölgede birçok hastanede yapılabilir hale geldi. Bunlar yeterli değil ancak desteklenmeli"

Simge yapılar Dünya Kanser Günü için aydınlatılacak

Dünya Kanser Günü dolayısıyla İstanbul'un ve Ankara'nın simge yapılarının turuncu ve mavi renkleriyle ışıklandırılacağını ifade eden Prof. Dr. Yalçın, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Dünya Kanser günü’nde tüm Dünya ile birlikte “Tek ses” olduğumuzu göstermek, toplumsal farkındalığı artırmak için her yıl olduğu gibi bu yıl da İstanbul’un simgelerinden Boğaz köprülerini ve Ankara’nın simgesi Atakule’yi Dünya Kanser Günü renkleri olan turuncu ve mavi renkler ile ışıklandırıyoruz.”

Editör: Sinan Yıldırım