Sağlık

Grip Vakaları Covid-19'dan Fazla

Dr. Gürkan Yılmaz, son günlerde yaşanan grip salgınları sonucu sağlık kuruluşlarına başvuranların sayısının covid-19 vakalarından daha fazla olduğunu bildirdi.

Abone Ol

Hemen hemen her kış mevsiminde salgınlara neden olan grip virüsünün yapısının hızlıca değişebildiği için insanların bağışıklık sisteminden kolayca kaçabildiğini belirten Dr. Yılmaz, son günlerde yaşanan grip salgınları sonucu sağlık kuruluşlarına başvuranların sayısının covid-19 vakalarından daha fazla olduğuna dikkat çekti.

HASTALIK HER YIL ŞEKİL DEĞİŞTİRİYOR

Grip virüsünde sık gelişen yapısal değişikliklerin, hastalığa her yıl ve sıkça yakalanmamızın başlıca sebebi olduğunu ifade eden Dr. Yılmaz, “Grip virüsü esas olarak öksürme, hapşırma ve konuşma sırasında ortaya çıkan damlacıkların, ağız, burun ve göze teması ile bulaşır. Ayrıca bulaştığı yüzeylerde 2-8 saat boyunca canlılığını koruyabilir. Gribin çok kolay bulaştığı dönem olan hastalığın ilk günlerinde evde yapılacak istirahat, bulaşma oranını azaltmada etkilidir. Bunun yanı sıra hasta kişinin odası sıkça havalandırılmalı ve eller sık sık yıkanmalıdır. Ayrıca hastalığı ağır geçirme riski olanların maske takması da faydalı olacaktır” dedi.

Akciğerler etkilenebiliyor 

“Grip, ateş, öksürük, üşüme, titreme, boğaz ağrısı, baş ağrısı, burun akıntısı, kas-eklem ağrıları ile kendini belli eden bir hastalıktır. Öksürük iki hafta veya daha uzun sürebilir. Israrlı yüksek seyreden ateş, koyu renkli balgam ve nefes darlığının olması akciğerlerin de hastalıktan etkilendiğini düşündürür” diyen Dr. Yılmaz, özellikle risk grubunda bulunan bağışıklık sistemi zayıf kişilerde bu durumun önemli olduğunu ve yakından takip edilmesi gerektiğini belirtti.

ÖLÜM ORANLARI RİSK GRUPLARINDA ARTIYOR

Gribin her yıl dünya çapında 500 binden fazla kişinin ölümüne sebep olduğunu anlatan Dr. Yılmaz, “Hastalık bulaştığı tüm yaştaki bireyleri etkileyerek ciddi anlamda iş gücü kaybına sebep olur. Ancak 50 yaş üstündekiler, 5 yaş altındakiler, gebeler, akciğer, böbrek ve karaciğer yetmezliği olanlar, kanser hastaları ve diyabet gibi hastalıklar nedeniyle bağışıklık sistemi zayıflamış kişiler, organ nakli olanlar ve obez bireyler gripten daha çok etkilenmektedir” diye konuştu.

Antibiyotik kullanımı gerekebilir 

“Risk grubunda yer alan kişilerin virüse karşı yüksek derecede etkili antiviral ilaçları doktorlarının önermesi halinde kullanması gerekebilir” diyen Dr. Yılmaz, şöyle devam etti: “Özellikle erken başlanan antiviral tedavi oldukça etkilidir. İstirahat ve destek tedavisi önemlidir. Ateş düşürücüler ve bol sıvı alımı önerilir. Zatürre, orta kulak iltihabı ve sinüzit gelişmesi durumunda antibiyotik tedavisi de başlanabilir. 

AŞILAR KORUNMADA ÖNEMLİ YER TUTUYOR

Sık el temizliği, dengeli ve düzenli beslenme gibi önlemlerin yanı sıra en etkili korunma yolunun aşılanma olduğunu anlatan Dr. Yılmaz, “Grip aşısı 6 aydan büyük herkese önerilmektedir. Ancak risk grubundaki kişiler ve sağlık çalışanları öncelikli gruplardır. Grip her yıl ekim ayından başlayarak nisan-mayıs aylarını kapsayan dönemde oldukça sık görülür. Bu sebeple grip aşısının en uygun olarak her yıl ekim aylarında yapılması gerekir. Ancak daha önce yapılmamışsa, şubat ayına kadar da aşı yapılabilir. Fakat, hastalığın geçirilmesi veya aşılanma yolu ile kazanılan bağışıklık kalıcı değildir. Ayrıca virüs sık yapısal değişiklik geçirdiğinden aşı içeriği her yıl yenilenmektedir. Bundan dolayı korumak için her yıl aşı olunması önerilir. Ancak aşı içeriğindeki maddelere karşı daha önce alerji öyküsü olanlara grip aşısı yapılmamalıdır. Yumurtaya hafif düzeyde alerjisi olanlara yapılmasında bir sakınca bulunmamakla beraber, ciddi düzeyde alerjisi olanlara ise grip aşısı sağlık kurumlarında gözetim altında yapılmalıdır” şeklinde konuştu.