Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı'ndan Prof. Dr. Derya Uludüz yazdı.
Türkiye’yi yasa boğan depremin ardından, enkaz altından kurtulan depremzedeleri bazı ciddi sorunlar bekliyor. Crush sendromu müdahalenin gecikmesi durumunda ölümcül sonuçlar yaratabilir.
Enkaz altındaki kafa travması ya da başka ağır yaralanmalar yaşamışsa, nefes alma imkanı kısıtlıysa, hayatta kalma şansı çok azalıyor. Bu nedenle kişinin yaralanma seviyesi onun ne kadar hayatta kalacağını belirler. Kafada, göğüste ve omurilikte yaralanma yaşayan depremzede, akut travma tedavi tesislerine götürülünceye kadar hayatta kalamayabilir.
Deprem sonrası sık görülen komplikasyonlardan biri de Crush (ezilme) sendromudur. Deprem gibi felaketlerde yıkılan duvarların altında kalanlarda sıklıkla görülen bu sendrom, müdahalenin gecikmesi durumunda ölümcül sonuçlar yaratabilir.
Crush sendromu, ilk kez 1909 yılında Messina depremi sonrasında bildirildi. Deprem sonrası sağ olarak enkaz altından kurtarılan kişilerde halsizlik, kas şişmesi ve kahverengi idrarla kendini gösteren bir tablonun ortaya çıktığı ve bu kişilerin büyük bir kısmının kısa süre sonra hastanede öldüğü gözlendi.
Ezilen çizgili kasların içeriğinin kan dolaşımına karışması sonucunda gelişen Crush sendromunun belirtileri arasında, ağrılı ve şiş uzuvlar, düşük tansiyon, halsizlik, kalp ritminde aksama (aritmi), solunum yetmezliği, idrar miktarında azalma ve koyu renkli idrar yapma sayılabilir. Enkazdan çıkarılan kişinin genel sağlık durumu ilk önceleri hayli iyi görünebilir. Tek bir uzuvda şişme, uzuvda kuvvetsizlik veya hareket ettirememe gibi bulgular olabilir.
CRUSH SENDROMUNUN TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?
Göçük altından kurtulan ve ilk başta sağlıklı görünen kişiler potasyum ve ezilen doku proteinlerinin kana karışması ve böbrek, kalp, akciğer gibi organları etkilemesi nedeniyle bir süre sonra solunumda güçlük çeker. Kan basıncındaki düşme ve solunum yetmezliği de ilk başta sağlıklı görünen depremzedeler beklenmedik bir anda yaşamlarını yitirebilirler.
Sendroma bağlı olarak böbrek yetmezliği gelişmesi yüksek bir ihtimaldir ve bu durum çok yakın takip edilmelidir. Günlük idrar miktarı, kan üre ve kreatinin değerleri, böbrek işlevlerinin değerlendirilmesindeki en önemli kriterlerdir.
Tedavi olarak ilk olarak şunlar yapılır:
1- Sıvı tedavisine ilk 6 saatte, hatta hasta enkaz altında iken başlanır. İzotonik NaCl 1/litre saat verilir.
2- Hasta enkazdan çıkarılınca idrar kontrol edilir, sonda takılır.
3- İdrar yoluyla çıkardığı sıvıya +500-1000 ml eklenip sıvı verilir.
4- K (potasyum) içeren sıvılar (Örneğin meyve suyu) asla verilmez.