Bursa'da eczane teknisyeni Mehmet Kuru, 4 yıl önce eczacı Mehmet Em’in iş yerinde çalışmaya başladı. Kuru, 2 sene önce böbrek rahatsızlığı yaşamaya başladı. Kuru’nun rahatsızlığı zamanla ilerledi ve mayıs ayında böbrek yetmezliği tanısı konuldu. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Üroloji bölümünde tedavisine başlanan Kuru, temmuz ayında organ nakli için listeye alındı. Aile fertleriyle organ dokuları uyuşmayan Kuru’ya, patronu Mehmet Em böbreğini bağışlayabileceğini söyledi. Yapılan testlerin olumlu sonuçlanmasının ardından eczacı Mehmet Em'in bir böbreği, 15 Ekim'de gerçekleşen ameliyatla kalfasına nakledildi.
'BENDE İKİ TANE VAR BİRİ SENİN OLSUN'
Çalışanlarını ailesi gibi gördüğünü belirten Mehmet Em, "Benim bütün çalışanlarım ailemden bir parça. Onları hiçbir zaman kendimden ve ailemden ayırmadım. 33 yıllık meslek hayatımda da çalıştığım tüm arkadaşlarımı aynı şekilde gördüm. Mehmet'in böbrek yetmezliği sonrası organ nakli sırasına alındığını duyunca 'Bende iki tane var, biri al senin oldun' diyerek testlere başladık. Sağ olsun Uludağ Üniversitesi Organ Nakli Merkezi'nin çalışmaları sayesinde güzel sonuçlar aldık ve böbreğimin bir tanesi Mehmet'e nakledildi. İkimiz de şu an sağlıklıyız. İnşallah ilerleyen zamanlarda daha iyi olacağız. Nakil işlemi için Uludağ Üniversitesi Organ Nakli Merkezi'ne başvurduk. Çeşitli kan tahlilleri neticesinde dokuların uyumlu olduğu belirlendi. Böbreğimi vermeden önce de benim için herhangi bir risk olup olmadığına bakıldı. Herhangi bir engel olmayınca da naklimizi gerçekleştirdik. 15 Ekim'de ameliyatımızı olduk. Ben 3 gün hastanede kaldım. Ufak tefek ağrılar haricinde, kendimi çok iyi hissediyorum" dedi.
'ÇALIŞANIMIN ÖLMESİNE İZİN VEREMEZDİM'
Organ nakliyle ilgili vatandaşlara da seslenen Mehmet Em, "Her şeyden önce bir insanın hayatını kurtarmak çok önemli. Beraber çalıştığım bir insanın göz göre göre ölmesine izin veremezdim. Eğer benim elimdeyse ki, ben sağlık personeli olarak da tek böbrekle yaşayabileceğimi de çok iyi biliyorum. Doktorlarımız da uygun görünce, gönül rahatlığıyla bu kararı verdim. Organ naklinde her şey kanuna uygun olduktan sonra kendi sağlıklarını etkilemeyecekleri şekilde böbrek bağışı yapabilirler. Hatta organ naklini böbrek olarak düşünmeyelim. Bir tüp kanla bile bir insanın hayatını kurtarabiliyorsunuz. Bu da çok önemli" diye konuştu.
'YENİDEN DOĞMUŞ GİBİYİM'
Patronunun verdiği böbrekle sağlığına kavuşan Mehmet Kuru, "2 yıldan beri böbrek yetmezliği şikayeti yaşıyorum. Son 1 yıldır şikayetlerim daha da arttı. Diyaliz aşamasına geldiğimde çalıştığım eczanenin sahibi bana böbreğini vermek istedi. Şu anda naklimizi olduk. Gayet sağlıklı bir şekilde. İnsan psikolojik olarak çok yıpranıyor. Çünkü diyaliz aşamasındaydım. Diyalize girecektim. Doktorlarım diyalizi ayarladı. Bu sırada insanlardan çok şey duyuyorsunuz. Herkes böbreğini vereceğini söylüyor ama bu yakınlığı bu samimiyeti bulamadım. En yakınlarımdan bile bulamadım. Patronumla dokularımız uyuştuğu zaman çok umutlandım. Sonra aşama aşama buralara kadar geldik. Kendisi benim için baba gibi. Hatta babadan, çocuğumdan daha yakın bana. Çünkü içimde onun bir organını taşıyorum. Nakil olmadan önce yüksek tansiyon vardı. Sürekli kontrole geliyordum. Hep 'Ne olacak?' sorusuyla hayatım geçiyordu. Her ay kontrole gelip, diyaliz aşamasını bekliyordum. Adeta gün sayar olmuştum. Şu an kendimi çok iyi hissediyorum. Yeniden doğmuş gibiyim. Burada bize de çok iyi bakıyorlar" ifadelerini kullandı.
'OPERASYONLA BÖBREKLERİ TAKILDI'
Mehmet Kuru’ya hastalığının teşhisini koyan ve organ nakli olmadan önceki tedavisini yapan Doç. Dr. Abdülmecit Yıldız, hastasıyla ilgili bilgi verdi. Nakil işleminden sonra hastanın değerlerinin kısa sürede eski haline döndüğünü belirten Doç. Dr. Yıldız, "Hastamız canlı vericiden böbrek nakli oldu. Yaklaşık 7 gün önce ameliyat yapıldı. Oldukça başarılı bir operasyonla böbrekleri takıldı. 7'nci günde herhangi bir komplikasyon göstermedi. Kan değerleri tamamen eski haline döndü. Hastamızın nakil olmasının sebebi Türkiye’deki diyaliz hastalarının çoğunda görülen otozomal dominat polikistik böbrek rahatsızlığı. Bu hastalık aileden geçen bir hastalık. Şöyle bir özelliği var; eğer anne ya da babada herhangi birinde bu hastalık varsa evlatlara geçme ihtimali de yüzde 50, dolayısıyla bu hastalığı taşıma ihtimali olduğu için aile fertlerinden böbrek nakli yapılamayabiliyor. Bu hastamızda da akraba dışı bir nakil oldu ve şu an da hastamızın böbrek fonksiyonları gayet iyi ve yerinde. Hastamız bize geldiğinde böbrek fonksiyonları yüzde 5’in altındaydı. Diyaliz tedavisine başlamak üzereydik ve diyaliz başlamadan hemen önce böbrek nakli gerçekleşti" dedi.
'HASTA ŞU AN GAYET İYİ'
Nakli gerçekleştiren Üroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Çağatay Çiçek ise ameliyatla ilgili bilgi verdi. Dr. Çiçek, şöyle konuştu:
"Akraba dışı nakil olduğu için gerekli bütün yasal izinleri aldıktan sonra ameliyat için hazırlıklarımızı yaptık ve geçen hafta hastamıza akraba olmayan canlı vericiden nakil yaptık. Şu an böbreklerin değerleri normale döndü, çok şükür bir sıkıntımız yok. Akraba dışı nakil olduğu için doku uyumu daha düşük seviyede ve bu yüzden özel tedaviler uyguluyoruz. Bu tedavilerimizi de nefroloji bölümü gayet başarılı bir şekilde ayarladı. Hasta geldiğinde diyaliz sınırındaydı. Diyalize başlamadan nakil gerçekleştiği için daha iyi bir sonuç aldık. 2 saatlik rutin bir ameliyat gerçekleştirdik. Böbreğini veren kişi ameliyattan birkaç saat sonra rutin yaşamına dönerken nakil yapılan kişi de bir süre gözlem altında tutuluyor. Hastamız şu an gayet iyi, beslenmesinde herhangi bir sıkıntı yok."