İYİ Parti Grup Toplantısı’nın bugün depremzede bir konuğu vardı. Hatay’da depremi yaşayan eşini ve yüzlerce sağlık çalışanı arkadaşını kaybeden, kendisi de sağlık çalışanı ve sendika başkan yardımcılığı, temsilcilik görevlerinde bulunan Abdullah Gül, milletvekili olmak için görevlerinden istifa eden iki yetkiliye seslendi. Gül, “Hatay Valisi Rahmi Doğan ve Hatay Sağlık İl Müdürü Mustafa Hambolat vekillik için istifa etti. Hatay’ı bırakıp nereyegidiyorsunuz? Enkaz altındakileri bırakıp nereye gidiyorsunuz? Bizim hayallerimizi çaldılar. Nasıl müteahhitler tutuklanıyorsa bu hastaneleri bu şekilde kabul edenler, yapanlar, faaliyette tutanlar da ceza alsın istiyoruz. Suç duyurularında bulunduk. Adalete güvenimiz sonsuz. İnanıyoruz ki adalet eninde sonunda tecelli edecektir” dedi. 

Hatay’da depremde yıkılan Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi Ek Hizmet Binası enkazında, Yoğun Bakım Hemşiresi olan eşi Asiye Gül’ü kaybeden ve hastanenin yapımından sorumlu kişi ve kişiler hakkında suç duyurusuna bulunan Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu (BASK) Genel Başkan Yardımcısı, Birlik Sağlık-Sen Hatay Temsilcisi iki çocuk babası Abdullah Gül, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde İYİ Parti Grup Toplantısı’na katılarak  açıklamalarda bulundu.

Depreme Dayanıksız Hastaneleri Faaliyette Tutanlar Da Ceza Almalı!

Depremzede BASK Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Gül, İYİ Parti Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, “Bugün sizlerin karşısına devlet hastanesinde eşini kaybetmiş biri olarak, 12 yıl beraber çalıştığı meslektaşlarını kaybetmiş bir kardeş olarak, 70’e yakın vatandaşın hastane enkazında son nefesini vermesine şahit olmuş bir insan olarak ve 2010 yılından beri bu acılar yaşanmasın diye verdiğimiz mücadelede BASK Hatay İl Temsilcisi ve Birlik Sağlık-Sen Hatay İl Temsilcisi olarak karşınıza çıktım. Bugün niye buradayız sesimizi her yerde duyurmak istiyoruz. Çünkü Türkiye bir deprem ülkesi ve biliyoruz ki birçok hastanemiz bizimle aynı kaderi yaşayacak. Bizim amacımız başka yerde bu acılar yaşanmasın. Benim çocuklarımın hayallerini çalanlar başkalarının da hayallerini çalmasınlar. Ben hala ‘abi üstüme basma’ sesiyle uyanıyorum. Kızım Tıp Fakültesi’ni kazanmıştı. Annesiyle hayalimiz vardı. Hepimiz aynı yerde çalışacaktık. Bizim hayallerimizi çaldılar. Nasıl müteahhitler tutuklanıyorsa bu hastaneleri bu şekilde kabul edenler, yapanlar, faaliyette tutanlar da ceza alsın istiyoruz. Suç duyurularımızı yaptık. Adalete güvenimiz sonsuz. İnanıyoruz ki adalet eninde sonunda tecelli edecektir” dedi. 

Dr. Mustafa Soysal Hayatını Kaybetti! Dr. Mustafa Soysal Hayatını Kaybetti!

“ Uyardık Ama Dinlemediler”

2010 yılında iki fay hattının ortasına, hastane yapılacağı haberini aldıklarında zamanın BASK Genel Başkanı Resul Akay ve Genel Merkez Yöneticisi Metin Yılmaz ile istişarede bulunarak harekete geçtiklerini belirten Gül şöyle konuştu: “Konuyla ilgili hazırladığımız raporda ‘Depremler Kapımızda Tedbir Almak Elimizde. Bu hastane şifa mı yoksa felaket mi dağıtacak’ demiştik. Yine aynı dönemde valilik önünde Metin Yılmaz Başkanımızla birlikte yaptığımız eylemde, ‘Kampüs hastane projesi ölüm projesi olmasın’ dedik. Bizi dinleyen oldu mu? Herkes kulağını tıkadı, çıkar ve rant uğruna proje devam etti. Yine aynı dönemde ‘birinci derece deprem bölgesine hastane yapıyorsunuz. Allah korusun başımıza bir şey gelirse savaşta bile bu kaybı yaşamayız’ hatırlatmasında bulunmuştuk. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile birlikte Mustafa Kemal Paşa Üniversitesi’nden hocalarımız Antakya’da kültür merkezinde düzenledikleri sempozyumda vali başkanlığında, hem oradaki yetkililer hem de oradaki profesörler yani bilim adamları diyorlar ki şu anki hastanemizin yapıldığı yere çivi çakanın aklı yok deniyor. Görüşme bittikten sonra Genel Merkez Yöneticimiz Metin Yılmaz söz alarak, “sizin çivi çakanın aklı yok dediğiniz yere biz hastaneyi götürüyoruz. Depremde bize ilk lazım olacak yer olan hastaneyi size bir götürüyoruz. Dosyanın içerisinde Mustafa kemal Üniversitesi ile Japonya’nın ortak yaptığı zemin etütleri de vardı. Bu hastaneye engel olabilir misiniz” dedi. Bu sözler karşısında Sayın Vali büyük bir kibirle, bütün doğrulara arkasını dönerek terk etti gitti. Salonu terk etti. Durdular mı? Durmadılar. Yine de o hastane oraya yapıldı.”

Depreme Dayanıksız Hastanelerde Yüzlerce Can Öldü! 

İskenderun Devlet Hastanesi’nin yıkılan eski SSK olarak bilinen A Blok hakkında da açıklamalarda bulunan Abdullah Gül, hastanenin resmi web sitesinde yayımlanan ‘depreme dayanıksızdır’ bilgisini kürsüden gösterdi. Gül şunları söyledi: “2012 yılında hastanemiz A Bloğu yani ek binası depreme dayanıklılık testi raporu olumsuz gelmiştir yazıyor. 2006 yılında bizim eski devlet hastanesi dediğimiz ek binamız var. Ana binaya bağlı olan bu ek binanın da depreme dayanıklı olup olmadığı raporu olumsuz geldi. Peki buna rağmen devlet hastanesinin o dönem ki başhekiminin, sağlık müdürlüğüne yazdığı önlem alınsın yazılarına rağmen, sağlık müdürümüz ne yaptı? Bu hastaneleri faaliyette tutmaya devam etti. Depreme dayanıksız olduğu için yeni hastane yapılmasına rağmen bu hastanelerde sağlık hizmeti verilmeye devam edildi.”

“Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 72 can, Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi ana binada onlarca insan yatağında öldü” diyerek açıklamalarına devam eden Depremzede Gül, “Ben o hastanede yoğun bakımda çalışıyorum. Deprem günü nöbetten çıktım. Biz o hastaları kurtarabilmek için 24 saat uykusuz kalıyoruz. Ama maalesef ki onlarca can yatağında öldü. Yapmayın felaket getirecek dediğimiz hastaneyi yaptıkları için. iskenderun Devlet Hastanesi ek binasının enkazında hayatını kaybeden 74 can artık aramızda değiller. Daha da vahimi! Deprem günü Hatay’da devlet hastanelerinin hiçbiri hizmet veremedi. Ana binamız ağır hasarlı, ona bağlı ek binamız yerle bir oldu. Tamamiyle moloz yığını haline geldi. İnsanlar enkazdan çıktı yolda öldüler. Peki biz bunları söylerken müneccim miydik? Değildik, biz sadece bilimi izliyorduk” diye konuştu. 

Abdullah Gül, Hatay Valisi Rahmi Doğan ve Hatay Sağlık İl Müdürü Mustafa Hambolat’ın görevlerinden istifa ederek, milletvekilliği aday adayı olmalarına ilişkin açıklama yaptı. Gül şöyle konuştu: “Keşke o dönemde bürokratlarımız, valilerimiz, sağlık müdürlerimiz bu kadar deprem olacak diye bas bas bağırılırken, dikkat edin derken her yıl yaptıkları AFAD toplantılarında sayın valimiz sağlık müdürümüze demedi mi ‘burada birileri çıkıp bağırıyor bölgemizde deprem olacak senin hastanelerin ne durumda?’ diye sormadı mı?. Sayın İl Sağlık Müdürümüz hiç düşünmedi mi? Burada birileri uyarıyor. ‘Elimizde depreme dayanıksız raporlu hastaneler var ben bunlar için ne yapayım’ diye düşünmedi mi? Bugün geldiğimiz noktada görüyoruz ki Sayın Valimiz ve Sayın İl Sağlık Müdürümüz enkazda vatandaşlarını bırakarak milletvekili aday adayı oldular, ikisi de istifa ettiler. Bu durumda bizi yalnız bırakıp nereye gidiyorsunuz? Hatay’da hiçbir hastane faaliyet gösteremezken, hastanenin lojistiğini planını bilen sağlık müdürü nereye gidiyor?”

Biz nasıl öldük?

“6 Şubat gecesi Türkiye’nin en karanlık gecesine uyandık” diyerek sözlerine devam eden Gül, “Benim evim ek bina dediğimiz hastaneye çok yakın. 15 dakika sonra oradaydım. Bir kızım ve oğlum var. Baktım hastane yıkılmış, çocuklarım görmesin diye arabayı biraz geride park ettim. Servislerin olduğu yerlere gittim tamamıyla moloz yığınıydı. 50 cm bile bütün bir parça yoktu. Üstüne çıktım, eşimin ismini haykırdım. Enkazın altından bir ses geldi. ‘Abi üstüme basıyorsun az ileri git’ dedi. İnsanlar bu şekilde orada can verdi. Az ileride bir yarık vardı. Bir ses geldi bizi kurtarın diye. Sendika temsilcisi olmamdan dolayı birçok kurum amiriyle iletişimim olduğu için o gün sabah 6,30-7.00 da herkese hastanenin ek binasının yıkıldığı haberini verdik. Hastane polisi defalarca hastanenin yıkıldığı anonsunu geçti. İçeride 100’e yakın insana var ve onlarca ses geliyor diye bildirdik. Yayladağ belediyesi bir kepçe iki kamyon göndermişti. Sonra bir kepçe ve iki kamyon daha geldi. Saat 10.00 oldu başka gelen giden yok. Yardım ekiplerinin gelmesini bekledik. Saat 11-12 gibi mevcut iş makinaları çekildi. Gitmeyin dedik. AFAD çağırıyor ekiplerle geleceğiz dediler. Geldiler mi? Hiç gelen olmadı. Vatandaşlarla kurtarmak için çabaladık. AFAD’da görev almış, deneyimli hastane aşçısının kızı bize önder oldu. O sayede 10-12 kişiyi sağ çıkarttık. Bizi kurtarın diyen arkadaşımızı ertesi gün çıkarttık. Bize ‘abi ne olursun beni sırt üstü yatırın’ dedi. Dediğini yaptık, 10 dakika sonra öldü” diye konuşarak felaketin yaşandığı hastane enkazındaki detaylar hakkında bilgi verdi.

Suç Duyurusunu İzmir’den Açıklamıştı

İYİ Parti Grup Toplantısı’nda konuşan Birlik Sağlık-Sen Hatay İl Temsilcisi Abdullah Gül, Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi Ek Hizmet Binası yapımından sorumlu kişi ve kişiler hakkında Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı’na gerçekleştirdiği suç duyurusunu Mart ayı başında ilk olarak İzmir’de bulunan Birlik Sağlık-Sen Genel Merkezi’nden açıklamıştı.

Bilim Sağlık Haber Ajansı’nın yer aldığı basın toplantısında açıklama yapan Abdullah Gül’ün yanında Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu (BASK) Genel Başkan Yardımcısı, Birlik Sağlık-Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, Genel Başkan Yardımcısı Seray Şahin, Birlik Yerel-Sen Temsilcisi Reşat Bozat, Birlik Sağlık-Sen Şube Temsilcisi Saniye Tanrıverdi de bulunmuştu.

Editör: Sinan Yıldırım